5 Ocak 2010 Salı

Vargjakten.. avcılar kurt avına hazır; Üçüncü yazı

İlk gün kahraman kurt cinsi köpeklere madalya verilmişti. Paradoksa bakın ki insanları kriminal kişilerden kurtaran bu kurt köpekleri, doğanın zor koşullarında açlık ve susuzluk ve 20 derece soğukla iç içe yaşayan kardeşlerini kurtaramadı.

Kurtarıcı olarak madalya sahibi oldukları halde. Madalyalar işe yaramadı!

Değerli İzleyici,

Apansızın bir 'kurt avı' haberi öne düştü. Bu nedenle fuarda ödül alanlara yine sıra gelmedi. Fakat fuarda sahneyi dolduranlar sizlere sunuluyor. İnsanlar neden bu tür köpekleri görmek ister? Bilmiyorum!

Başından bu yana olanları anımsatmak için konuyu kısaca sıralıyorum.

Sıvas Kangalları, 'İskandinavya’nın en büyük köpek festivali’ne gelmediler! Kangalları kimin/kimlerin küstürdüğünü bilmiyorum. Üstünde duracağım bir konu diye not düştüm geçenlerde.

Amerikalı yazar Jack London’un (1876 1926) edebiyat alanında klasik düzeye çıkardığı köpeklerin yitirdiği yarışlar, diye alegorik ikinci bir tümce de vardı.

İlk beş sıraya bile giremediler daha ilk gün bile. İki gün boyunca onları hiç göremedik. ‘Köpekler, insanlar, Ötekiler’ blog olarak çizgi dışı kalanlara da eğilecek.

Çizgi dışı kalmak! Köpeklerle ‘çizgi dışı kalanlar’ da bir alegori.

Düşünelim ki, her gün milyonlarca insan çizgi dışı kalıyor! Onları da bu blog ile yeryüzüne indirmeye gücümüz yeter mi? Böyle ise ne olacak? Ne yapalım? Kolay bir yol bulup patikadan konuya dönelim.

İlk gün kahraman köpeklere madalya verilmişti. Birisini anımsayın yeter! Bizim blog logomuzda yatan Mundo, koruyucumuz gibi tıpkı o cinsten bir kurt cinsi oldu, kahramanlık madalyası alan da o, ilk gün. İnsan kurtarmış!

Bunun haberini de yaptık. Paradoksa bakın ki insanları öteki insanlardan, şöyle ki kriminal kişilerden kurtaran bu kurt köpekleri, kırlarda özgür doğmuş ve özgür yaşayan öteki kardeşlerini kurtaramadı. Kurtarıcı olarak madalya sahibi oldukları halde. Madalyalar işe yaramadı!
Anımsayacaksınız, birisi Orax iz sürüyor ve ormanda kaybolanları buluyor. Ötekisi Akita adlı köpek bir gangasterle boğuştu, yaralanıp öldü ve madalyasını almaya bu büyük törene gelemedi. Şimdi benzetmek gibi olmasın! Verdikleri insanlık savaşı için madalyalarıyla resmi törenlerde de en önde yürüyen bu kahramanlar, doğada törenlerden uzak, zor koşullarda açlık ve susuzlukla iç içe yaşayanları kurtarmak bir yana, buradaki gösteriş yarışlarında da çizgi dışında kaldılar.

Kaldılar ve doğadaki bağımsız kardeşlerinden haberleri bile olmadı!

Bir gazete yazmasaydı, benim de haberim olmayacaktı doğrusu.
Olay şöyle gelişti buranın saygın gazetesi; DN, “avcılar kurt avına hazır,” haberi verdi yeni yılın ikinci günü, ilk sayfadan, hem fotoğraflı dört sütun üzerinden manşet atarak. Olur mu? Olur!

‘İlk kurt avı, karışık duygular uyandırıyor,’ diyerek bu melankolik karlı günlerde biraz duyguculuk yaratmaya çalışarak. Olur mu? Bu da olur! Gazatenin eklerine gönderi ve sorumluluk atmadan, orta iki sayfayı da buna ayırdı aynı gazete.

Bakın şimdi konu nereden nereye geldi? Kangal nerede, dedik ya!

İşe bakın fiyonklu, kordelalı yumurcaklar sahneyi doldurdu! Amerikalı yazar Jack London’un yiğit köpeklerinin bu yarışta görünmeyişleri üzerinde dümen tutarak teknenin üzerinden kuşbakışı çevreyi seyrederken, tekne kanaldan çıktı ve ‘kurt avıcıları’ ile bir çarpışma oldu!


Yılın ikinci gününde buranın hem geleneği ile ünlü en liberal gazetesi, kurt avına ilk sayfadan başlayan haberiyle içeride de üç tam sayfa ayırdı. Şöyle ki; 'kurt avı’nı, avcıların ağzı ile manşetten göbeğe kadar çekmiş olması şaşırtmayacak mıydı?

Biz de şaşırdık! Yola çıkarken güvenlik kemerlerimizi de takmamıştık! Teknenin ön tarafına az kalsın fırlayıp buzlu sulara yuvarlanacaktık! Şaşkınlığımız şundan!

Burada biraz ara verelim! Şaşkınlığımızı ve uzayacağı için olayın gelişimini yarına bırakalım ve bu süslü yumurcaklara biraz bakalım.
Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez
Stockholm, 5 Ocak 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder